Ana içeriğe atla

NORMAL YAS VE TRAVMATİK YAS KAVRAMLARININ İNCELENMESİ- BETÜL BEYZA GÜLTEKİN



NORMAL YAS VE TRAVMATİK YAS KAVRAMLARININ İNCELENMESİ

"Travma" kelimesinin kökenine indildiğinde Eski Yunanca’daki karşılığı “yara”dır. Tıp ve ruh bilim literatüründe travma kavramı farklı şekillerde ele alınır. Biz “ruhsal travma”nın tanımını inceleyelim:

(1)Kişi, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin veya başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir: Travmatik olayların kişinin yaşamış olması gerekmiyor, sevdiği bir insanın başına gelmesi veya kişinin tanıklığı da ruhsal travma yaşamasına sebep olabilir. İnsanlar savaş, istismar, doğal afet, trafik kazası gibi travmatize edilebilecek olayları yaşayacaklarına  ihtimal vermezler ve yaşadıkları zaman hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar.

(2) Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme vardır: Bedenimizin bütünlüğünü “kaç ya da savaş” mantığıyla korumaya çalışırız. Akla gelebilecek en iyi örnek deprem anıdır. Ne savaşacak gücümüz vardır ne de ondan kaçabileceğimiz bir sığınak.

“NORMAL YAS”IN TANIMI VE SÜREÇLERİ
Dünya üzerinde kesin olan bir gerçek varsa bu da ölümdür ve bununla birlikte gelen yas sürecidir. Yasın belirli evreleri vardır, herkes bu evreleri yaşamayabilir, yaşıyorsa yaşama süreleri farklılık gösterebilir. Yas, olağandır ve yasın yaşanması sağlıklıdır. Kişinin yas sürecine girmesi engellenmemelidir. (Kafana takma, ağlama, o geri gelmeyecek zaten vs.) Ayrıca yetişkinler ve çocuklar yası farklı şekillerde yaşarlar. Çocuklar bu süreçte uçlarda gidip gelirler. (Hiç umursamama veya aşırı reaksiyon gösterme) Normal yas evrelerinin ilki inkardır. “İnkar” döneminde kişi kaybını kabullenemez, ölümü yadsıyarak inanamama, şok, halsizlik, donukluk gibi tepkiler verebilir. Diğer dönem “yüzleşme ve öfke”dir, kişi ölümün varlığını kabul eder. Ancak kendine, ölen kişiye, Tanrı’ya öfke duyabililir. "Bu olay neden benim başıma geldi?", "Neden beni bırakıp gitti?" gibi cümleleri duymak oldukça normaldir. Üçüncü dönem “pazarlık” dönemidir: Anahtar kelime “uzlaşma”dır. Pazarlıklar başlar, keşkeler ve eğerlerle birlikte. (Eğer hasteneye götürseydim erken teşhis konulurdu.) Sonucun değişmeyeceğini anladıktan sonra ölümle uzlaşarak dördüncü döneme geçilir: Kabul ve çökkünlük. Üzüntü hakimdir, kişinin yatkınlığı varsa depresyona girme eğilimi yüksektir, kayıp aşmaya çalışır. En son döneme girilir: Yeniden yapılanma dönemi. Hayatın düzenlenmesi ve idamesi söz konusudur.

TRAVMATİK YAS
Yukarıda yapılan travma tanımıyla travmatik yas kısmen açıklandı, normal yas başlığıyla travmatik yasın sınırları çizilmiş oldu. Normal ve travmatik yasın ayırt edici özelliği beklenmedik ve olağandışı olmasıdır. Kişinin yas sürecinde bir döneme takılıp kalması ve sürecin oldukça uzaması karşısında verdiği tepkilere travmatik yas denir. Uzun süren patolojik yasa “kronik”, tepkinin normal yasdan daha yoğun yaşanmasına “abartılı”, kayıp sonrasında yaşanmamış, bastırılmış yasa “gecikmiş” yas denmektedir ve bunlar patolojik yastan yalnızca birkaçıdır. Travmatik yas doğru uzmanla ve doğru yöntemle aşılır. Böylelikle kişi, kaybını anlamlandırma sürecini sağlıklı olarak atlatır.

Teşekkürler.
Beyza Betül GÜLTEKİN

KAYNAKÇA

Yas ve Travmatik Yas. (t.y.). Alınan yer http://www.egeden.org.tr/yas-travmatik-yas.aspx

Yas Süreci. (t.y.). Alınan Yer http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/19/yas-sureci

Şenelmiş, H., (t.y.). “Yas ve Yas Süreci” Alınan Yer http://www.halilsenelmis.com/?Syf=26&Syz=502200&/-Yas-ve-Yas-S%C3%BCreci-

Yorumlar

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle