Ana içeriğe atla

OKUL ÖNCESİ DÖNEMİNDE ÇOCUKLARIN TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNİ ALGILAYIŞI- ZEYNEP ERTAN




OKUL ÖNCESİ DÖNEMİNDE ÇOCUKLARIN TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNİ ALGILAYIŞI 

Toplumda iki farklı cinsiyet olarak beliren birey kadın ve erkek kimliği olarak biyolojik anlamda ayırt edilirken, toplumun bireye yüklediği görevler, beklenen sorumluluklar ise toplumsal cinsiyet boyutu olarak karşımıza çıkar.
Çocuğun anne karnında beliren cinsel kimliği sonrasında yaşayacağı roller önceden belirlenmiştir ve o bu sürecin yalnızca bir nesnesi olmuştur bile . Doğacak çocuğun kıyafetlerinin rengi belirlenir, o renge mensup diğer eşyalar hazırlanır, o cinsiyete uygun cinsiyet düşünülür , davranışları ve tutumları, dünya görüşü bile belirlenmiştir. Çocuk doğmadan dünyası belirginleşmiş ve aslında o sadece edilgen bir nesne olarak dünyaya gelecektir( Vatandaş, 2007).
Çelik (2018) ‘ e göre cinsiyet kavramı dünyanın her yerinde aynı anlaşılıyorken, toplumsal cinsiyet kavramı toplumdan topluma, kültürden kültüre hatta biraz daha spesifik bakacak olursak aileden aileye göre değişmektedir ( Akt; Karabekmez vd,2018).
Çocuklar cinsel kimlik kavramının ne olduğunu anne- babasının cinsiyetinin ve kendi cinsiyetinin ne olduğunu genellikle çok küçük yaşlarda öğrenir. Fakat kadınlık ve erkeklik kavramının ne olduğunu kavrayamazlar. Onlara göre cinsiyet ona söylenilen renklerle , kıyafetlerle ve rollerle tanınabilir. Zaman içerisinde ise cinsiyetin değişmez bir kavram olduğunu, ömür boyu sürdüğünü yavaş yavaş kavrar. 5-6 ‘lı yaşlarda bu kavramların nasıl birbirinden ayrılacağına dair inanç ve tutumları gelişir ( Vatandaş,2007). Toplumsal cinsiyet fikrinin oluşumunda aile ve sosyal etkenlerin rolü çok büyüktür. Asıl görev ebevenynlere düşüyor olup; okul, akran, ders kitapları, kitle iletişim araçları da önemli faktörlerdir( Cannel, 1998; Disoll ve Nagel , 2008; Meece ve Daniels, 2008. Akt; Güder Yağan ve Güler Yıldız, 2006).
Counnigham (2001)’ın daha önceki yıllarda yaptığı çalışmaya göre çocuklar ebeveynlerinin toplumsal cinsiyet algısından etkilendiklerini ve ebeveynlerin bu rolleri kimi zaman bilerek veya farkında olmadan aktardıkları tespit edilmiştir ( Akt; Karabekmez vd, 2018).
Çocuğun cinsiyet rollerini öğrenmesini, algılamasını ve içselleştirmesini Sosyal Öğrenme Kuramına göre inceleyecek olursak; kuramı edimsel koşullama, taklit ve model alma üzerine temellendirebiliriz. Edimsel koşullamada çocuğun istendik davranışı gözlendiğinde pekiştirilir, istenmedik roller, davranışlar sergilediğinde cezalandırılır ( Özdemir,2018). Örnek verecek olursak; erke çocuğu kamyonuyla oynadığında anne-baba rahatsız olmaz, ilgi gösterir memnun olur, fakat erkek çocuk oyuncak bebekle oynadığında tepki gösterilir ve o oyuncak elinden alınarak cezalandırılır. Çocuğun algısı “cinsiyet damgalı oyuncak “ olarak gelişecektir. Ve sonraki yaşantısında bu dar kalıplar içerisinde oyunu devam ettirecektir ( Vatandaş, 2007). Bir başka çalışmada babaların erkek çocuklarının cinsiyet rollerin uyması konusunda daha ısrarcı davrandıklarını ve karşı cins ile ilgili oyun ve kıyafet vs nesnelerin kullanılmasına tahammülsüz olduklarına çıkan araştırma sonuçları arasındadır ( Wood, Desmaris ve Gugula, 2002. Akt. Güler Yıldız ve Yağan Güder, 2016).
Vatandaş (2007)’e göre ; Sadece oyuncaklarla sınırlı kalmayan bu kalıp yargılar okullardaki ders kitaplarında, çocuk oyunlarında, masal kitaplarında, dizi filmlerde de boy göstermektedir.
Öğrenilen roller çocuğun kafasında belirli bir çerçeveye oturtulur, erkeklerin silahlara, güce, kuvvete sahip olduğunu kadınların ise ev işleriyle ilgilenmek çocuk doğurmak vs. olduğunu gösterir.
İnsan kişiliğini, varlığını bir topluma kültüre dayatmak ona ait olduğunu bilmek isteyen bir varlıktır. Birey doğduğu topluma ait oldukça kişiliği oluşur. Bunun temelleri de yaşamının ilk yıllarında atılır. Daha doğmadan belirli kalıplara sığdırılmaya çalışılan çocuk doğduktan sonra belirli tutum ve davranışlara sahip olması için zorlanılır. Eğitim materyallerinde ve en yakın çevresinde ki bireylerin davranışlarında somutlaşan bu algısı toplumsal cinsiyet eşitsizliğine temel oluşturur.
Toplumun derinlerine işleyen, kök salan bu cinsiyet hiyerarşisini sona erdirmek, çözüme kavuşturma da aşılacak çok yol varken birincil çözüm fikirleri değiştirmek olacaktır. Bunun içinde biz insanların en temelden değişikliğe uğraması gerektiği eğitim sistemimiz değiştirmek olacaktır. Belki bunu yapmak yeterli olmayacaktır elbet fakat bu kökleşmiş anlayışı değiştirmek için önemli bir adım olacaktır.
Teşekkürler. 
Zeynep ERTAN


KAYNAKÇA

Güder Yağan, S. , Yıldız Güler, T.(2016). Okul öncesi dönemdeki çocukların toplumsal cinsiyet
algılarında ailenin rolü. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 3(2):424-446.
Karabekmez, S., Yıldırım, G.R, Özyılmaz Akamca, G., Ellez, .M., Bulut Üner, A. (2018). Okul
öncesi dönemde mesleklere ilişkin toplumsal cinsiyet algısı. 38(2): 469-513.
Özdemir, E.( 2018) Toplumsal cinsiyet kalıpyargılarının çocuk oyunlarına yansıması. Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne sanatları Bölümü, GFS Sanat Dergisi, 80-89.
Vatandaş, C.(2017). Toplumsal cinsiyet ve cinsiyet rollerinin algılanışı . Sosyoloji Konferansları
Dergisi, 35,29-56.






Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik