GEÇMİŞE THESEUS’UN GEMİSİYLE YELKEN AÇMAK
Sefere çıkmadan önce denizcilerin kurban adadıkları Tanrı Poseidon‘un oğlu mudur bilemeyiz, konu ikirciklidir ve siz yazının sonunu getirene kadar da konuyu tartışmaya kapatalım. Yazımızın asıl kahramanı, Atina’nın efsanevi kralı Theseus değil, Theseus’un adını ölümsüzleştiren ve paradokslara konu olan gemimizdir. Olayı aktaran Antik Yunan filozofu Plutarkhos’un anlatımına göre Atina’nın kralı uzun bir deniz yolculuğuna gidiyor. Ee yolculuğa gemi mi dayanır! Dayanmıyor haliyle, gemi nihai hedefe varana kadar zaman için eskiyen tahtaları yenileriyle değiştiriliyor. Gemi tüm tahtaları yenilenmiş olarak dönüyor. Akıllara şu soru geliyor: Yolculuk başındaki gemi ile yolculuk sonundaki gemi aynı gemi mi? Albümleri karıştırırken bir fotoğraf buldunuz, o da ne? Bebekliğiniz! Küçük suratınıza dikkatli bir şekilde baktınız, aynadaki görüntünüzle kıyasladınız. Bu yaşınıza gelene kadar vücudunuzda çok fazla değişim oldu. Hayat yolculuğuna başlarkenki siz ve şimdiki siz, aynı kişi misiniz? Bizi biz yapan yapımız mıdır; fikirlerimiz, anılarımız mıdır? Uzvumuzu kaybettiğimiz de mi anılarımızı yitirdiğimiz de mi aynı kişi olmaktan çıkarız? Başka bir paradoksun sorusunu soralım. Bir sabah prens ayakkabı tamircisi olarak, ayakkabı tamircisi de prens olarak uyanıyor. Gerçek prens kim? Kim olduğumuz, bizi biz yapanın ne olduğu tartışmalıyken geçmişte yaptığımız hataları, kötü yaşanmışlıkları bir kenara atalım ders çıkartarak.
PRIMA, QUAE VITAM DEDIT, HORA CARPSIT (Bize verdiği hayatı kemirmeye başlar ilk saatimiz.)
Tatlı bir rüzgar esiyor, karşınızda enfes bir manzara. Yapacağınız, yapmaya çalıştığınız tek şey o anın tadını çıkarmak olsun. Gözünüz gökyüzünün binbir renginde gezinirken, güneş bedeninizi usul usul ısıtırken 5. Sınıfta arkadaşlarım dalga geçmişti, amma da tembelmişim, eskiden şu olsaydı şimdi bu olmazdı, Ayşe bunu söylerken ne kastetti acaba, Fatma neden bana sabah kötü kötü baktı, Hayriye’ yi çok kırdım mı acaba gibi düşünceler aklımıza geliyor, anın tadı kaçıyor. Huxley sözü alıyor:”Ne sebeple olursa olsun, hatanızın üzerine kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.” Geçmişten ders çıkartmalı, şarap ve şenlik tanrısı Dionysos gibi de olmamalı. Anda kalmak demek, bilinçsizce anı yaşamak demek değildir. Yalnızca anda olmak, söylendiği kadar kolay da değildir. Size Mindfulness tekniği hakkında ufak bir bilgilendirme yapacağım.
MINDFULNESS
Mindfulness(bilinçli farkındalık), şimdiki anı fark etmenin yanı sıra akıl açıklığıyla yorumlamayı da bize kazandırır. Stres seviyemizi azaltarak dikkati arttırır. Amaçlardan biri zihin ve vücut bağlantısını güçlendirmektir.
KAPANIŞ
Yaşamaya başlamakla ölmeye yaklaşmak aynı anadan doğan iki ezeli düşman. Doğarız, her geçen günde bir bir eksilir ömrümüz. Yaşadığımız her gün ölmekteyiz. Zamanın her salisesi kıymetli, kıymet bilene harcanması yeğ. Hayatınızı geçmişte yaşamadan, çamurda yuvarlanmadan yaşamak dileğiyle...
Teşekkürler.
Betül Beyza GÜLTEKİN
KAYNAKÇA
Sears,K.(2018).Mitoloji 101.İstanbul.Say Yayınları
Kleinman,P.(2019).Felsefe 101.İstanbul.Say Yayınları
Montaigne,M.(2018).Denemeler.İstanbul.Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Nedir?. (t.y). Alınan yer: https://mindfulnessinstitute.com.tr/mindfulness-bilincli-farkindalik-nedir/
Yorumlar
Yorum Gönder