Ana içeriğe atla

İNSAN TAKLİDİ: YAPAY ZEKA- ÖZDEN NUR KARPINAR






İNSANIN TAKLİDİ: YAPAY ZEKA


Psikoloji biliminin ilgi alanını yalnızca davranışlar olarak sınırlamak mümkün değildir. Bu alanların içinden biri ise "nöropsikolojidir". Nöropsikoloji; bellek, konuşma, plan yapma, yön tarifimiz ya da zekanın gelişimi, tamamen birey ile alakalı olmayan zekanın taklit etkisine de bakabilir. Bireyi taklit eden zeka türü ise son zamanların hızla gelişen ve nöropsikoloji alanını da ilgilendiren yapay zekadır. Zeka ve yapay zeka kavramlarını bir arada işlemek ve anlamlandırmak gerekebilir. Çünkü yapay zeka olarak adlandırılan tüm gelişmeler birer taklit gibidir. İnsanın taklidi…
Zeka kavramı ise oldukça soyut bir kavramdır. Bu soyut kavram insanlık için tanımı hala birtakım öznel yargılar taşımaktadır. Buna istinaden tarihte zeka kavramı sürekli bir değişiklik göstermiştir. Elbette zekanın açıklanması gibi zekanın ölçümlenmesi de bu süreklilikte uyum sağlayarak değişip gelişmiş ve hala günümüzde kullanılan bazı testlerin oluşumuna öncülük etmiştir. Örneğin, "1916’da Amerika’da Stanford-Binet testi geliştirilmiştir. Stanford-Binet zeka testi zeka yaşı ile takvim yaşı arasında bir oranın kullanıldığı (IQ) ilk test olmuştur.”(Özekes M.,2013) ardından çocuklar için WISC-R ve daha sonra engelli bireyler de kullanım kolaylığı sebebiyle Peabody Resim Kelime Testi izlemektedir.(Özkesen M.,2013) Bu kadar soyut bir kavramın hala çeşitli yöntemler ile ölçümü yapılırken aynı zamanda bilim insanları yapay zekayı merak etmişler ve çalışmalara başlamıştır. Bir çok bilim kurgu ve hatta yer yer korku, gerilim film sahnelerin de yapay zekanın bilinmez bir gelecekte nasıl kurgulandığını da izlemişizdir. Yapay zeka, dünyanın en önemli olayları arasında sıralanmaktadır. “Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki kainatın oluşumudur. İkincisi yaşamın başlangıcının olmasıdır. Üçüncüsü de yapay zekanın ortaya çıkışıdır.”(aktaran; Fredkin E., alıntılayan; Pirim H.,2006) Bu ciddi söylemin sahibi MIT Bilgisayar Bilimleri laboratuvar yöneticilerinden Edward Fredkin’e aittir. İnsanlık tarihi açısından bu kadar önemli olan bir oluşumun insanı korkutmaması belki de imkansızdır ve bir çok bilimi yanında etkileyebilecek güçtedir.
Yapay zeka çalışmaları yakın zamanda popüler olmuş olabilir. Ancak yalnızca 21.yy’da bilim insanlarının ilgisini çekmemiştir. 1943 yılında McCulloch ve Pitts “Beynin Boolean Devre Modeli” ortaya çıkmıştır. 1956 yılında ise "Yapay Zeka" ismi ortaya atılmıştır. Bu zeka türünün belki en önemli adımlarından biri ise 1969 yılları sırasında IBM satranç oynayan bir program yazmıştır. Bu program yapay zeka için büyük bir adım olacaktır. 1980 sonrası ise yapay zeka endüstri haline gelmektedir. (Pirim H.,2006) Örneğin; şu an bizlerin günlük hayatta aşina olduğunu robot oyuncaklar birer yapay zeka ürünüdür. Yapay zekanın bir tanımı insan aklını taklit etmekten ibaret iken diğer bir bakış açısı ile bakıldığında bağımsız makinelerdir ve insan olmaksızın kompleks işler başarabilir haldedir. Aslında makinenin düşünmesini sağlamaktır. Peki bir makine insan olmadan onun işlerini elinden alabilir mi? Bu soruya dünyanın farklı yerlerinden bambaşka insanlar bir çok yorum getirmiştir. 1965 senelerinde yirmi yıl sonra insanın işleri artık yapay zeka da olacak söylemi varken 2000’li senelerde Moore Kanunu yaratıcısı bunun asla gerçekleşmeyeceğini söylemiştir. (Özcan B.,2019) Bunun sebebi bilim insanlarının ilerleyememesi mi, yoksa insanın nörolojik olarak karmaşıklığının henüz çözülememişken insanı taklit eden başka bir zeka türünün ne kadar insanı geçebileceği konusu mudur? İnsan davranışını, öğrenmesini ve bellek yapısını bir potada toplayan nöropsikoloji alanı hala beynin zekanın tamamen keşfini tamamlamış bile değillerdir. Ancak ve ancak bilimsel olarak zeka ve yapay zeka karşılaştırmaları sunulabilir. Örneğin, insan uzmanlığı bilim için çabuk etkilenir, geniş bakış açısı, tahmini zor, pahalı bir etkisi vardır. Yapay zeka ise satın alınabilir, kalıcı, tutarlı ve teknik duyumu mevcuttur. Bu tablo zeka ve yapay zeka arasında farkları aynı zamanda değişen gelişen bilimi de işaret etmektedir. Psikoloji geniş bir alanında çalışarak bilimsel çalışmalar yapmak ve etkisini incelemek, gelişmesini, karşılaştırılmasını da göz önüne sermektedir.(Pirim H.,2006)Yapay zeka bir taklit veya insanın çözemediği alanları çözmekte ise eğer, ne gibi problemleri ortadan kaldırmaktadır ve hangi alanlar da kullanılabilir? Sorusunun cevabı oldukça net bir cevap sunmaktadır. Örneğin biz insanlar öğrenmeyi koşullamalar olarak sağlayabiliriz. Ceza ile bir davranış sönebilir veya pekiştirme ile bir davranış daha fazla ortaya çıkabilir. (Balaban H., Ders Notları,2018) Yapay zeka ise yapay sinir ağları ile nöronal sistemi taklit edebilir ve öğrenme olayı gerçekleşebilir bu sayede tahmin etme, haberleşme, tıp vb. alanlar da kullanılır hale gelir. Sims oyunu, askeri alanda insansız araçlar, planlama gibi alanlar da sıkça karşımıza çıkmaktadır.(Pirim H.,2006) Bir çok alanda hayatımız da var olan yapay zeka psikolojik olarak insana etkisi tartışılmazdır. Hayatı kolaylaştırdığı elbette açıktır. Ancak bunun yanında ciddi kaygılar da beraberinde taşır. İnsanları milyonlarca ihtimali olan satrançta yenmesi veya sinir sistemi kopyasını çıkarması, bambaşka bir evren üretmesi tahmin edilemez gelecekte belli kaygılara sebep olmaktadır. Kimi insanlar için gelecekte savaşılması psikolojik ve teknolojik savaşa sebep olacak yapay zeka kimi insanlar için hayatın bir parçası ve kolaylaştırıcısı olacaktır. Şayet bazı kimselerin yapay zekayı teknolojik bir ilerlemeden daha fazlası olarak görmemektedir. “Bilgisayar, efendisinin verdiği emirlere uyan; IQ’su yüksek, EQ’su düşük bir köledir.” (aktaran; Çankırılı A., alıntılayan; Pirim H.,2006) Nöropsikoloji alanının son zamanlardaki belirgin bir ivme kazanan sorular ile dolu yapay zeka konusunu herkes gibi bizler de deneyimleyerek araştırarak kaygıya, korkuya veya rahatlama hislerine yol açtığını göreceğiz. Bu gelişmeler nöropsikoloji alanından çalışan bir çok bilim insanını da etkilememesi mümkün değildir. Yapay zeka elbette gelişip daha komplike hale gelecektir. Çözümsüz soruları, en zor oyunlar da insanları geçebilir hale gelecektir. Ama yapay bir zekadan daha komplike insan beynini ve hala zekanın bilim insanları tarafından bir dizi yeni gelişmelere uğradığını unutmamak gerekir.





Teşekkürler
Özden Nur KARPINAR

Kaynakça:

Pirim H., Yapay Zeka, 2006, Journal Of Yaşar Üniversitesi, 1(1) syf; 81-92
Özekes M., Pedaboy Resim Kelime Testi 3.01-3.12 Yaş Aralığı İzmir Bölgesi Standardizasyonu Çalışması, Ege Eğitim Dergisi, 2013, (1), 90- 107
Özcan B., Hazırlanın! Yapay Zeka İnsan Zekasını Geçmek Üzere,2019
Dr. Öğr. Üyesi Balaban Ögel H., 2017-2018 dönemi, Öğrenme Psikolojisi Ders Notları















Yorumlar

Yorum Gönder

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik