Ana içeriğe atla

SANAT TERAPİSİ- ONUR TUNÇ YILDIZ



SANAT TERAPİSİ

,
Sanat, bireyin düşüncelerini özgürce ifade etmesini sağlayan, yaratıcılığı ön planda tutarak üretimin temel enformasyonunu birey üzerinde tutan, temelinde hazzı baz alan bir tür kaçış yöntemidir. Bu kaçış, birey üzerinde baskı bulunduran sistemsel problemlerin günlük yaşama etkisinden dolayı duyulan bir dürtüdür. Bununla birlikte sanat, psikolojide tedavisel sürece öncülük eden bir tür terapi yöntemidir. Bu yönteme kısaca “Sanat Terapisi” denir.
Sanat terapisi, bireyin imge ile nesne arasında bağ kurmasını sağlayarak, kişilerde ki bastırılmış düşüncelerin açığa çıkmasına neden olur. Burada ki amaç hastanın, sanatsal faaliyetler ile bilinç dışını ve iç dünyasını özgürce ifade etmesidir. Ek olarak terapinin uygulanması neticesinde, oluşan sonuçların analizi, psikoterapistlerin tedavisel süreç içerisinde, analitik sonuçları baz alarak alternatif tedavi yöntemleri oluşturmasına öncülük edecektir.

Sanat Terapisi Kimler Üzerinde Uygulanır?

Sanat terapisi, genç-yaşlı bütün bireyler üzerinde uygulanabilecek bir terapi yöntemidir. Bu terapi, psikolojik rahatsızlıkların etkisi altında olmayan bireyler tarafından; öz farkındalığı artırma, duygusal zekayı güçlendirme ve kendini daha iyi ifade etme gibi amaçlar doğrultusunda kullanılabilir. Bunun dışında, bilinç dışında bastırılmış problemleri olan bireyler tarafından kullanılması, problemlerin çoğunun etkisini büyük oranda azaltarak, terapi sonrası süreçte hastanın günlük yaşam kalitesinde artış sağlayacaktır.

Genel hatları ile bakıldığında sanat terapisi; yoğun stres altında olan, travmatik olaylar atlatan, sözel iletişim bozukluğu ve davranış bozukluğu olan bireyler tarafından sıkça tercih edilen bir terapi yöntemidir. Ayrıca sanat terapisi, çocuklar üzerinde; çekingenlik, utangaçlık, dikkat eksikliği, asosyallik gibi problemlerin de etkili bir şekilde tedavi edilmesine olanak sağlar.
Psikanalizin çıkarımları ve hastanın patolojik durumuna göre mevcut 6 çeşit sanat terapisi bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla; görsel sanatlar terapisi, dans/hareket terapisi, drama terapi, bibliyoterapi, müzik terapisi ve şiir terapisi şeklindedir.
Değerli Psithoth okuyucuları, son zamanlarda sahte psikologlar tarafından psikolojik rahatsızlıklarda yöntem dışı tedavilere başvuruluyor. Bu da hasta üzerinde maddi ve manevi zararlara sebep oluyor. Bu kural dışı işleyişe dur diyebilmek için başvurduğunuz terapistin yüksek lisans belgesini talep etmeniz, sağlıklı bir terapi süreci geçirmenizi sağlayacaktır.

TEŞEKKÜRLER…
ONUR TUNÇ YILDIZ





Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik