Ana içeriğe atla

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU- BERDA TUĞYAN BARLAK




Travma Sonrası Stres Bozukluğu


Travma Sonrası Stres Bozukluğu, ciddi bir stresöre yönelik olarak kişide artan kaygı düzeyi, travmayla ilişkili uyaranlardan kaçınma ve uyarılma düzeyinde artış gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tanısı konması için kişinin travmatik bir olay yaşaması gerekmektedir. Bu travmatik olaylara; ağır bir biçimde yaralanma, cinsel saldırıya uğramış olma, savaş mağduriyeti, doğal afet, ölüm tehdidi gibi olaylar örnek verilebilirken, bunları doğrudan yaşama ya da bir başkasının yaşadığı bir olaya tanıklık etme de bireyde bu bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Medyada ya da sanal ortamlarda tanık olunan travma yaşantıları ise bu bozukluk için travma tanımına girmemektedir.
Travmatik yaşantısı olan herkes TSSB geliştirmemektedir. TSBB’nin etiyolojisine göre çeşitli risk faktörleri bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Bu risk faktörleri; sosyal destek azlığı, travmatik olayın şiddeti ve süresi, aileden erken ayrılma olabilmektedir. Stres yatkınlık modeline göre, kişinin strese yatkınlık düzeyi yüksek ise travmatik olay düşük şiddette olsa dahi TSSB riski oluşturabilmektedir. Bununla beraber strese yatkınlık düzeyi düşük olanlarda yaşanan olay ne kadar şiddetliyse TSSB görülme olasılığı da o kadar artmaktadır. TSSB’ye getirilen psikoanalitik yönelimli bir başka etiyolojik açıklama ise travmatik olayın zihinde sürekli yaşandığını ve bu yüzden bu tarz düşüncelerin bilinçli bir şekilde zihinden uzaklaştırılıp ya da bastırıldığı söylenmektedir. TSSB geliştirenlerle geliştirmeyenler arasında bilinçdışı savunma mekanizmaları farklılık göstermektedir.
Ruhsal hastalıkların kodlanmasına, sınıflandırılmasına ve ruhsal hastalıklara tanı konmasına yardımcı olan DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Kitabı; TSSB için bir takım kriterler ortaya koymaktadır ve bunlardan bazıları arasında geriye dönüşler, kabuslar, olayı hatırlatan durumlara karşı aşırı hassasiyet gibi dissosiyatif belirtiler olabilirken; olayla ilgili uyaranlardan kaçınma, tepki düzeyinde azalma ve artmış uyarılma semptomları (ani irkilme, konsantrasyon güçlükleri gibi) da sayılabilmektedir.
TSBB tehdidi altında olan meslek grupları arasında en çok itfaiyeciler, acilde çalışan tıp mensupları, olay yeri inceleme ekipleri, travmaya yönelik müdahalede bulunan klinik psikologlar ve psikiyatristler sayılabilmektedir. Bozukluğun epidemiyolojisine baktığımızda ise travmatik olay yaşayanların %25’inde TSSB belirtileri görmek mümkün olabilmekle beraber; travmatik olaya bağlı olarak her yaşta başlayabilmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğu için bilişsel-davranışçı, psikoanalitik yönelimli psikodinamik tedaviler ve biyolojik tedaviler görmek mümkündür. Bilişsel- davranışçı teknikler arasında olumsuz inançların eşlik ettiği uygun olmayan başa çıkma becerilerini değiştirmeye yönelik gevşeme, akılcı-duygusal terapiler uygulanmakla beraber dayanışma gruplarına katılım da özendirilmektedir. Psikoanalitik yönelimli tedavilerde de savunmalar incelenerek kişiye iç görü kazandırılması hedeflenmektedir. Tabi ki bu tedavilerin hepsinin yanında en önemli kriterlerden bir tanesinin sosyal destek olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca bir psikologdan yardım alacak olan kişiler, psikoloğun yetkin ve gerekli eğitimleri almış olması gerektiğini göz ardı etmemelidir.


Teşekkürler.
Berda Tuğyan Barlak


Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). DSM-5. Boylam Psikiyatri Enstitüsü.

Kring, A. M., Johnson, S. L., Davison, G., & Neale, J. (2017). Anormal Psikolojisi. Nobel.

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat ...

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir ara...

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Öze...

FETİŞİZM BOZUKLUĞU-HÜSEYİN GÜZEY

  FETİŞİZM BOZUKLUĞU Fetişizm bozukluğu; toplumsal, meslekî veya başka önemli alanlarda işlevselliğin anlamlı rahatsızlığına ve bozukluğuna neden olan düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar olarak tanımlanır (Ventriglio, Bhat, Torales ve Bhugra, 2018). Bu düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar kişinin normal yaşantısını sürdürmesinde önemli ölçüde engelleyici etki ve fonksiyonel çarpıklıklara sebep olur. Fetiş kelimesi, genel literatür incelendiğinde iki temel anlama sahiptir. Bu anlamlardan ilki ve asli olanı, kişilerin doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşündüğü ve özel bir anlam atfettiği nesnedir. Bu nesneler, genellikle onu kutsal kabul eden kişiler üzerinde yönlendirici ve kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir. Fetiş kelimesinin literatüre 1887 yılında Alfred Binet tarafından kazandırılan ikinci anlamı ise bir kişi üzerinde erotik düzeyde çekim oluşturan cansız nesne, genital olmayan vücut uzvu veya belirli bir biçimde düzenlenmiş ortamdır. Nitekim, ilk anlamına paralel olarak ...