Ana içeriğe atla

PANİK ATAK- ONUR TUNÇ YILDIZ



PANİK ATAK


Psikolojik rahatsızlıklar konusu, en az biyomedikal problemler kadar üstünde durulması gereken bir konudur. Bu konuda bilinçli olmak, bireyin normatif süreçte hayata bağlılığını arttıran en önemli faktördür. Aynı zamanda konu hakkında ana doktrinlere sahip olmak, büyük çaplı problemlerin oluşumunu erken zamanda engelleyebilir. Bu amaç dahilinde hazırlanan bu yazıda, panik atağın temel öğretilerini inceleyeceğiz.

PANİK ATAK NEDİR ?

Başlangıç evresi netlik kazanmamış, ani korku ve yoğun sıkıntı süreçlerinin yaşandığı kaotik nöbetlere “Panik Atak” denir. Panik atağına sahip bir hastanın, tedavisel süreçten geçmemesi, kaygı bozukluğunu da beraberinde getireceğinden dolayı düşünsel yönde sürekli baskı durumunu oluşturur. Bu baskı anksiyeteden gelen sorgulama mekanizmasıdır.Atakların oluşma olasılığına karşılık, bireylerin günlük yaşamdaki eylemlerini (işe gitme, spor yapma…) kısıtlaması, buna örnek olarak verilebilir.

PANİK ATAĞIN BELİRTİLERİ ?

Panik atağın başlıca belirtileri; kalp çarpıntısı, nefes nefese kalma, boğulma hissi, üşüme, ürperme, ateş basması, ölüm korkusu, uyuşma, göğüste sıkışma, baş dönmesi, terleme ve titreme olarak sıralandırılabilir. Panik atak teşhisi konulabilmesi için hastanın, bu belirtilerden en az 4 tanesine sahip olması gerekir.

PANİK ATAK NASIL OLUŞUR ?

Panik atağın oluşumunu komplike normlardan uzak tutup, basit algoritmalara dayandırabilmemiz için, bu durumun oluşumunu teoride ve pratikte incelememiz gerekir.

Panik atak sırasında, kalp ritmi hızlanır, nabız artar, hasta kalbindeki çarpıntıdan dolayı ölebileceği kaygısına kapılır. Bunların yanında; terleme, titreme, üşüme, ya da ürperme gibi problemler de görülür. Ortalama 10-15 dakika süren panik atağı, minimum 1-2 dakika, maximum 1 saat civarında gerçekleşir. Ayrıca ataklar arası süreçlerde anksiyete oluşumu, yaşam kalitesini büyük oranda etkileyebilir.

PANİK ATAĞA NEDEN OLAN FAKTÖRLER ?

1- Genetik Faktörler

Genetik faktörler, panik atakların oluşumunda doğrudan bir etkiye sahip olmadığından dolayı bu oluşumları, yalnızca genetik faktörlere bağlamak yanlış olacaktır. Genetik faktörler ancak çevresel etmenlerle birlikte hastalık sebebi olarak nitelendirilir.

2- Yapısal Beyin Sağlığı

Beyine gelen uyarımları, tehlike bazında ayırt eden bölgenin (lokus ceruleus), görevini tam yapamaması sonucunda oluşan sürekli alarm durumu, panik atağın oluşumunda büyük bir role sahiptir. Aynı şekilde beynin yönetimi dahilinde oluşturulan hormonel dengenin bozukluğu, panik atak oluşumuna neden olabilir. Bu bahsedilen bozukluk, böbrek üstü bezlerinin istem dışı adrenalin hormonu üretmesi sonucunda gerçekleşir.

3- Ayrılık Bunaltısı Ve Stres

Freud’un “Psikodinamik” kuramına göre, panik atak oluşumlarının altında yatan bir başka neden ise, küçük yaşta birincil bakıcının (anne, baba, dadı…) kaybedilmesi durumudur. Bu durum ilerleyen zamanlarda, birey üzerinde yoğun strese sebep olarak, panik atağı oluşturabilir. Kısaca; bireyin, ailesi ve yakın çevresinden verdiği kayıplar, üzüntü ve stresi de beraberinde getireceğinden dolayı, panik atağı destekler nitelikte olacaktır

4- Travma Ve Taciz

Geçmişte yaşanılan travmatik olaylar anksiyeteyi de beraberinde getireceğinden dolayı panik atağın oluşumuna neden olabilecek korku etmenini doğurabilir. Bu korku, yaşanılan travmatik olayların tekrarlama düşüncesinden ortaya çıkarak, sürekli tedirginlik ve panik durumlarına sebep olabilir. Aynı şekilde taciz durumları, birey üzerinde bastırılmış duygu ve ifadelerin oluşumuna temel hazırlayabileceğinden dolayı, korku ve endişeyi de beraberinde getirecektir. Bunun neticesinde panik atak durumu oluşacaktır.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ ?

1- İlaç Tedavisi

Tedavisel süreçte ilaç kullanımı, kullanım süresi içerisinde etkili olabilir. Bu etki genelde ilaç kullanımına başlanıldıktan 2-3 hafta sonra görülür. Ortalama bir sene süren ilaç tedavisi, bilişsel ve davranışsal yöntemler ile kullanıldığı zaman,daha kısa zamanda tamamlanabilir.


2- Psikoterapi

Psikoterapi, hasta ile konuşularak, oluşan hastalığın diyalektik incelenmesi sonucunda, sorunun temelinde yatan etmenleri çözüme ulaştırabilir. Bu durumda hasta bilinçlendirilir ve terapist tarafından ödevlere tabi tutulur.

3- Egzersiz

Egzersizler, psikolojik rahatsızlıkların çıkış noktalarındaki, biyomedikal problemleri kontrol altına alabileceğinden dolayı, tedavisel süreçte büyük bir öneme sahiptir. Haftada 5 gün

düzenli olarak yapılan tempolu egzersizler ( yüzme, koşu, bisiklet…) psikolojik problemlerin tedavisinde merkezi bir öneme tabi tutulur.
Teşekkürler.
Onur Tunç YILDIZ

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat ...

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir ara...

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Öze...

FETİŞİZM BOZUKLUĞU-HÜSEYİN GÜZEY

  FETİŞİZM BOZUKLUĞU Fetişizm bozukluğu; toplumsal, meslekî veya başka önemli alanlarda işlevselliğin anlamlı rahatsızlığına ve bozukluğuna neden olan düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar olarak tanımlanır (Ventriglio, Bhat, Torales ve Bhugra, 2018). Bu düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar kişinin normal yaşantısını sürdürmesinde önemli ölçüde engelleyici etki ve fonksiyonel çarpıklıklara sebep olur. Fetiş kelimesi, genel literatür incelendiğinde iki temel anlama sahiptir. Bu anlamlardan ilki ve asli olanı, kişilerin doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşündüğü ve özel bir anlam atfettiği nesnedir. Bu nesneler, genellikle onu kutsal kabul eden kişiler üzerinde yönlendirici ve kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir. Fetiş kelimesinin literatüre 1887 yılında Alfred Binet tarafından kazandırılan ikinci anlamı ise bir kişi üzerinde erotik düzeyde çekim oluşturan cansız nesne, genital olmayan vücut uzvu veya belirli bir biçimde düzenlenmiş ortamdır. Nitekim, ilk anlamına paralel olarak ...