Ana içeriğe atla

MASKELER- Elifnur YEŞİLTAŞ (Konuk Yazar)




         

 MASKELER


Düşünceler aurasında göz kırparcasına beliren iç kendiliğimiz hayatın silüetine oturmuş vaziyette takınması gereken rolleri birer birer oynuyor. Her bir nefes alışımız, her bir göz kırpışımız bedeldir dünyadaki varlığımıza. Çapımız az ya da fazla, neyi düşünüyorsak ona dönüşümümüzü sergiliyoruz. Sahip olduğumuz rezonans ile çevremizdeki kişileri birer mıknatıs gibi çekiyor ya da itiyoruz. 



Yelkovan akrebi kovalarken değişen hayatın içerisinde iç kendiliğinden uzaklaşarak ayak uydurmaya yeltenen kişiler kendilerince marjinal olarak adlandırdığı birçok şeyi hayatta takınmış olduğu birtakım maskeleri sergilerken o kişinin suratında ciddi bir sırıtış, zorlanım ve de popülervari olmaya dönüşen sakil kişiliğinin zavallılığına uğrayışını seyrediyoruz. 




Düşünen beyinler ile dile dökülen sözler ve duyguların dışavurumuyla etrafımızdaki kişileri oluşturuyor ve de sahip olduğumuz çevreye dönüşüyoruz. Birden fazla çevreye sahip olma zorunluluğumuz bizi hayatta birden fazla kişiliğe dönüştürebilir. Oldukça olağan olan bu durum tıpkı ilk olarak Eski Yunan’da dramada aktörlerin takındığı maske anlamına gelen ilk kökeni Latince olan persona sözcüğü ile hayat rollerimizi oynayacağımız maskelere bürünmemizi sağlayabilir. Bu çok yüzlülüğü bir nebze homojenleştirebilmenin temel yolu özgünlüğümüzü kaybetmeksizin kendiliğimize odaklanıp değişen dünyanın değişen yüzleriyle esnek bir uyum sağlayabilme kabiliyetinde yatıyor. Oldukça öznel olan bu yorum kimi kişilik kuramcılarca tutulsa da bazı kuramcılara göre reddedilmiş vaziyette.

Kişi en çok kendiyle vakit geçirir, iç sesi ile sohbet eder günün sonunda yalnızlığıyla baş başa kalır. Bu yalnızlık klişesi bir seçimle ya da istemsiz bir şekilde sonuçlanabilir. Kendi özünden uzaklaşan birey iç sesiyle çatışma halindedir ve onu azarlar, artık kendine kötü bir örnektir. Özü ile harmoniyi yakalayabilmiş kişi ise kendi ile olan ilişkisinde oldukça uyumlu hareketler sergileyebilme eğiliminde olup hayatında oluşturacağı rollere kendi olarak devam eder.






TEŞEKKÜRLER

Elifnur YEŞİLTAŞ

Kent Üniversitesi, Psikoloji Bölümü

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat ...

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir ara...

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Öze...

FETİŞİZM BOZUKLUĞU-HÜSEYİN GÜZEY

  FETİŞİZM BOZUKLUĞU Fetişizm bozukluğu; toplumsal, meslekî veya başka önemli alanlarda işlevselliğin anlamlı rahatsızlığına ve bozukluğuna neden olan düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar olarak tanımlanır (Ventriglio, Bhat, Torales ve Bhugra, 2018). Bu düşlemler, cinsel dürtüler ve davranışlar kişinin normal yaşantısını sürdürmesinde önemli ölçüde engelleyici etki ve fonksiyonel çarpıklıklara sebep olur. Fetiş kelimesi, genel literatür incelendiğinde iki temel anlama sahiptir. Bu anlamlardan ilki ve asli olanı, kişilerin doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşündüğü ve özel bir anlam atfettiği nesnedir. Bu nesneler, genellikle onu kutsal kabul eden kişiler üzerinde yönlendirici ve kısıtlayıcı bir etkiye sahiptir. Fetiş kelimesinin literatüre 1887 yılında Alfred Binet tarafından kazandırılan ikinci anlamı ise bir kişi üzerinde erotik düzeyde çekim oluşturan cansız nesne, genital olmayan vücut uzvu veya belirli bir biçimde düzenlenmiş ortamdır. Nitekim, ilk anlamına paralel olarak ...