Ana içeriğe atla

İLİŞKİLER VE İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ- Melis TİMUR



İLİŞKİLER VE İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ





Sevgili Psithoth Ailesi!

Aralık ayı okuyucuları, hepinize iyi okumalar diler, sevgilerimi iletirim. Sağlıklı iletişim için "şöyle yapalım böyle yapalım" gibi yemek tarifini andıran birçok reçetelerle büyüdük. Bunlar; öğüt oldu, tavsiye oldu, gömlek değiştirdi, büyüklerden inciler oldu.

Bakınız; "Sağlıklı iletişim için kendini açık ve anlaşılır bir dille ifade etmelisin."

İlkokuldan beri aynı tınıyı işitirken keşke birileri "İstediğiniz kadar açık ve net olsanız da, çocuklar , unutmayın anlatabildikleriniz karşınızdakinin anladığı kadardır." demedi. 

Sen’li cümle yerine ben’li cümle kurunuz cümlesi bir anayasa maddesi fikri gibi empoze edilirken bir eğitimci de çıkıp "Çocuklar; suçlayıcı olmak marifet değil, bırakın karşınızdaki de fikirlerini ifade etsin, onu ketlemeyin!" yerine "İlişkilerinizde kendinizi ifade etme biçimleriniz farklı olsun, aman aman ayıp olur!" dendi. Fakat saygı kavramı üzerinden karşı taraf bunu suistimal edip duygularımızı manipüle ederse ne olur diye asla tartışılmadı. 

Eleştiri yapmanın ne kadar bizi kucaklayan bir olgu olabileceğini ve her yönüyle bizi geliştirebileceğini sır gibi neden sakladınız? Kendimizi nasıl savunmamız ve  şahsi reddimizi nasıl sunmamız gerektiği konusunda milyonlarca küçük profesörler yetiştirdiniz. Soru sorduğunda mutlu olan değil, karşı tarafı köşeye sıkıştırdığında bundan zevk alan bu küçük profesörler ileride doktor, mühendis, mimar, ressam, siyasetçi, manav, marangoz vs. olacaklardı. 

En büyük yanlışlardan biri, asla kontrol edemeyeceğimiz ve denetleyemeyeceğimiz şeylere odaklanma eğilimimizdir. Yetiştirme tarzınızla bu eğilime bizi körükle getirdiniz, yangının içine kendiniz attınız ve  bu tip insanların komplekslerinden arınabilmek için güç ve kontrolün çok değerli bir şey olduğunu da söylemediniz.

 

Oysa ki... Dikkatimizi kendimize çevirsek, yani en kaliteli iletişimi önce kendimizle kursak, yapabileceklerimizin farkına varsak ve potansiyelimiz olanı bireysel çözüme kavuştursak çok makbule geçmez miydi? 

Acı ve keder insanı olgunlaştırır deyip geçmek ne kadar değersiz... Kolaysa; bunlar değişime giden kapıyı açar, deyin. Neye gittiğimiz üzerinde yıllarca kafa yordunuz, bizim gittiğimiz yol üzerinde harcadığınız çabayı, çok değil ayda yılda bir konuşsaydık bambaşka çocuklar olurduk belki de. 

"Başkasını kontrol etmekten vazgeç!" demek yerine; bunun ileride sırtımızda oluşturacağı külfeti bizi betimleyecek bir eğitimci, gençler tarafından gazeteye ilan verildi, şu an aranıyor kendileri.


TEŞEKKÜRLER
Melis TİMUR 
                               

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik