İLİŞKİLER VE İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ
Sevgili Psithoth Ailesi!
Aralık ayı okuyucuları, hepinize iyi okumalar diler, sevgilerimi iletirim. Sağlıklı iletişim için "şöyle yapalım böyle yapalım" gibi yemek tarifini andıran birçok reçetelerle büyüdük. Bunlar; öğüt oldu, tavsiye oldu, gömlek değiştirdi, büyüklerden inciler oldu.
Bakınız; "Sağlıklı iletişim için kendini açık ve anlaşılır bir dille ifade etmelisin."
İlkokuldan beri aynı tınıyı işitirken keşke birileri "İstediğiniz kadar açık ve net olsanız da, çocuklar , unutmayın anlatabildikleriniz karşınızdakinin anladığı kadardır." demedi.
Sen’li cümle yerine ben’li cümle kurunuz cümlesi bir anayasa maddesi fikri gibi empoze edilirken bir eğitimci de çıkıp "Çocuklar; suçlayıcı olmak marifet değil, bırakın karşınızdaki de fikirlerini ifade etsin, onu ketlemeyin!" yerine "İlişkilerinizde kendinizi ifade etme biçimleriniz farklı olsun, aman aman ayıp olur!" dendi. Fakat saygı kavramı üzerinden karşı taraf bunu suistimal edip duygularımızı manipüle ederse ne olur diye asla tartışılmadı.
Eleştiri yapmanın ne kadar bizi kucaklayan bir olgu olabileceğini ve her yönüyle bizi geliştirebileceğini sır gibi neden sakladınız? Kendimizi nasıl savunmamız ve şahsi reddimizi nasıl sunmamız gerektiği konusunda milyonlarca küçük profesörler yetiştirdiniz. Soru sorduğunda mutlu olan değil, karşı tarafı köşeye sıkıştırdığında bundan zevk alan bu küçük profesörler ileride doktor, mühendis, mimar, ressam, siyasetçi, manav, marangoz vs. olacaklardı.
En büyük yanlışlardan biri, asla kontrol edemeyeceğimiz ve denetleyemeyeceğimiz şeylere odaklanma eğilimimizdir. Yetiştirme tarzınızla bu eğilime bizi körükle getirdiniz, yangının içine kendiniz attınız ve bu tip insanların komplekslerinden arınabilmek için güç ve kontrolün çok değerli bir şey olduğunu da söylemediniz.
Oysa ki... Dikkatimizi kendimize çevirsek, yani en kaliteli iletişimi önce kendimizle kursak, yapabileceklerimizin farkına varsak ve potansiyelimiz olanı bireysel çözüme kavuştursak çok makbule geçmez miydi?
Acı ve keder insanı olgunlaştırır deyip geçmek ne kadar değersiz... Kolaysa; bunlar değişime giden kapıyı açar, deyin. Neye gittiğimiz üzerinde yıllarca kafa yordunuz, bizim gittiğimiz yol üzerinde harcadığınız çabayı, çok değil ayda yılda bir konuşsaydık bambaşka çocuklar olurduk belki de.
"Başkasını kontrol etmekten vazgeç!" demek yerine; bunun ileride sırtımızda oluşturacağı külfeti bizi betimleyecek bir eğitimci, gençler tarafından gazeteye ilan verildi, şu an aranıyor kendileri.
TEŞEKKÜRLER
Melis TİMUR
Yorumlar
Yorum Gönder