Ana içeriğe atla

BAĞLILIK VE BAĞIMLILIK- Sevilay TEKBAŞ (Konuk Yazar)





BAĞLILIK VE BAĞIMLILIK


Toplumsal yapı içerisinde yer alan insanın fizyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda birçok ihtiyacı mevcuttur. Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinde bireyin temel fizyolojik ihtiyaçlarının belirle bir seviyede doyuma ulaşmasının ardından sosyal ve psikolojik ihtiyaçların devreye gireceğini söylemektedir. Yani açlık, susuzluk, uyku gibi ihtiyaçlarını belirli oranda karşılayan insan ihtiyaçlar hiyerarşisinde yer alan bir sonraki basamaklardaki sevgi, güven, ait olma ihtiyaçlarına yönelecektir. İnsan diğer insanlarla sürekli bir ilişki ve iletişim halindedir. Kurulan ilişkilerin biçimi ve amacı değişmektedir. Bu ilişkilerin içerisinde yer alan romantik ilişkiler, ergenlik döneminde bireyin cinsel kimlik anlamında kendisini aramasıyla başlayıp, yaşam sonuna kadar devam etmektedir. Romantik ilişkiler içerisinde birçok parametreyi barındırmaktadır. Güven, bağlılık, saygı, karşılıklı anlayış gibi. Bu parametreler içerisinde yer alan bağlılık bireyin sevgi nesnesine olan tutumuna göre bağımlılığa dönüşebilmekte ve bağlılıkla karıştırılabilmektedir. 



Göğsüne ayyıldızlı broş taktı
Bağımlı ve bağlı ilişkinin temeline bakıldığında yapılan birçok araştırma anne ile bebek arasında kurulan ilişkinin yetişkinlikte kurulan ilişki ile benzer örüntüler oluşturduğunu göstermektedir. Bebek dünyaya geldiği zaman ona bakım veren kişi ile iletişim kurmakta ve dünyaya ait ilk izlenimlerini bakıcısı ile kurmaktadır. Bağlanma kuramına göre bebeğe bakım veren kişinin onun yanında olması, ihtiyaçlarını tamamlaması ve gerekli ilgi özeni göstermesi, tutarlılığı bebekte güven duygusunun gelişimine yol açacaktır. Bu durumun tersinde ise bebek güven duygusunu geliştirmekte zorlanacaktır. Bakım veren kişi ile bebek arasında gelişen bu bağ yetişkinlikte kurulan ilişki biçimlerine üç farklı şekilde yansımaktadır. Güvenli bağlanma gerçekleştiren bebekler yetişkinlikte bağlılık duygusu yaşayan, kaygılı/kararsız bağlanan bebekler ise yetişkinlikte kaygılı ve eş odaklı olmaktadırlar. Kaçınan bağlanma yaşayan bireyler ilişki ve bağlılıktan uzak durmaktadırlar. 

İlişki içerisinde yer alan bağlılık kelime anlamı olarak iki kişinin birbirine yakınlık duymasıdır. Bu yakınlık bireylerin iradesini içermektedir. Yani kişi partnerine özgürce sevgi ve yakınlık duymakta ona saygı göstermektedir. Bu ilişkide kişisel sınırlar ihlal edilmeden bireyler birbirlerinin gelişimini desteklemektedir. Bireyler birbirlerini olduğu gibi kabul etmektedirler. Bu ilişkide amaç yalnız kalmaktan kurtulmak değil birliktelikle mutlu bir ilişki kurmaktır. Bağımsızlığı bu ilişki içerisinde görmek mümkündür. 

Bağımlılık ise çoğunlukla bağlılıkla karıştırılmakta olup iradenin ve özgürlüğün ilişkiden uzaklaştığını göstermektedir. Bağımlılık bir bireye veya nesneye muhtaç olmak anlamındadır. Bağımlı ilişkide sınırlar ihlal edilmekte ve kişiler birliktelikten ziyade ihtiyaç duydukları için ilişkilerini sürdürmektedirler. Bağımlı birey partnerini hayatının merkezine almakta ve kendi benliğini hiçe saymaktadır. Kişinin bu ilişkiden aldığı doyum ve mutluluk az olsa dahi ilişkiyi devam ettirmek için çaba harcar. Bağımlı ilişkide tek olma düşüncesi yer almaktadır. Partnerler ayrı bireyler olduğunu unutarak sürekli bir olmaya çalışırlar. Bağımlı oldukları kadar kaybetme düşüncesine de sahiptirler. 

Bağlılık ve bağımlılık arasındaki farkı Erich Fromm ‘’Sevme Sanatı ‘’ kitabında şu sözlerle dile getirmektedir: 

‘’Sevgi, yalnız belli bir insana bağlılık değildir; bir tutumdur; kişinin yalnız bir sevgi nesnesine değil, bütünüyle dünyaya bağlılığını gösteren bir kişilik yapısıdır. Kişi yalnız bir tek insanı seviyor, başka her şeye karşı ilgisiz kalıyorsa, sevgisi sevgi değil, birlikte yaşamaya bağlılık ya da yaygınlaştırılmış bir bencilliktir.’’ 

TEŞEKKÜRLER

Sevilay TEKBAŞ

Çukurova Üniversitesi, PDR Bölümü

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle