SANAL İNSANLIK
Çağımız teknoloji çağı klişesini hemen hemen herkesten duymuşuzdur. Aslında çağımızın teknoloji çağı olduğu kesinlikle doğru bir ifade. Teknolojinin yararlarını anlatmakla bitiremeyiz fakat bu teknoloji çağının içinde apayrı kurulan bir dünya var: ‘’sanal dünya’’. Ve bu sanal dünya giderek büyümeye ve bizi içine hapsetmeye başlıyor. Hepimiz hayatın içindeki anlık mutlulukları o sanal dünyanın içine sokma çabasındayız “en özel anlarımızı dahi’’.
Bu sanal dünya her yaştan insanı yeniden ergen psikolojisine götürdü diyebiliriz. Şöyle ki; bir ergen düşünce yapısına göre hayat bir tiyatrodur ve o tiyatronun oyuncusu da aslında ta kendisidir. Bu yüzden onun tüm hareketlerinin izlendiğini düşünür. Bu düşünce doğrultusunda ise kendini durmadan ön plana çıkarır. Şimdi sanal dünyanın da insan psikolojisine olan etkisi tam olarak bu “kendini ön plana çıkarma ihtiyacı”. Herhangi bir konserde herkesin elinde telefon o anı kaydetme çabasında olduğunu görürüz ya da bir yemek, en basitinden bir akşam yürüyüşü bile insanların sanal dünyasında büyük bir öneme sahip. Aslında sanal dünyanın bu çılgınca artışı insan yaşamından büyük bir duygunun çılgınca düşüşü ile ters orantılı bu duygu ise “anı yaşamak”. Peki bunun için çözüm önerisi nedir? Bu teknoloji çağında sanal dünyadan uzak duralım tamamen hayatımızdan çıkaralım gibi bir çözüm önerisi sunmamız tabii ki çok ilkel bir çözüm önerisi olurdu. Fakat bu sanal dünyanın kendi içimizde yaşadığımız gerçek dünyadaki yaşamımızı olumsuz etkilememesi ruh sağlımız için oldukça önemlidir. Sanal dünyadaki sosyallikten yararlanacağımız kadar sahteliklerinden uzak durmamız ve sanal dünyayı kontrollü kullanmamız bizleri çok daha sağlıklı bireyler yapacaktır.
TEŞEKKÜRLER
Ezgi KAYA
Yorumlar
Yorum Gönder