TÜRKİYE VE ENSEST
Normal
nedir, neye göre değişir? Bu sorular pek çoğumuzun aklını kurcalıyor olsa
gerek. Bunların cevabına ancak normları inceleyerek ulaşabiliriz. Normlar,
hangi davranışın kabul edilebilir, hangisinin kabul edilemez olduğunu belirleyen
standartlardır. Norm, topluluk için bir ‘’çatı’’ görevi görür. Normlar bağlama,
kültüre ve zamana göre değişebilir. Bu kavram dört başlıkta incelenebilir:
Adetler, kanunlar, ahlak kuralları ve tabular. Tabular bu dördü arasında en
kesin şekilde yasaklanmış olanıdır. İhlali bir ahlak kuralının ihlalinden çok
daha ağır sonuçlar yaratır. Türkiye’nin bu konudaki en büyük acılarından biri
ensesttir. Kaynaklarda ensestin tek ve kesin bir tanımına ulaşmak mümkün değil.
Amerikan Sağlık, Eğitim ve Koruma Bölümü’nün 1980’deki tanımına göre; ensest, aile içinde ana-baba figürüne, gücüne ve otoritesine sahip kişilerin çocuğu
cinsel anlamda istismar etmesi olarak kabul edilmiştir. Son çalışmalarda
üzerinde birleşilen tanıma göre ensest; birbirleriyle evli olanlar dışındaki
aile üyeleri arasıda sözlü-sözsüz, fiziksel, görsel her türlü erotik
davranıştır. (Justice ve Justice 1979)
Bu
bağlamda, çocuk istismarı büyük bir toplumsal sorun olarak karşımızda
durmaktadır.
Çocukluk
dönemi cinsel istismarlarının büyük bir kısmını aile içi cinsel istismar;
ensest oluşturmaktadır. Aile birçok bakımdan toplumun en ‘’dokunulmaz’’ alanını
oluşturmaktadır. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın birçok modern toplumunda da aile içinde yaşanılanlar toplumsal düzenin birliği ve aile muhafazası için
kapalı kapılar ardında kalma tehlikesi barındırır; dolayısıyla ensest ‘’kutsal
aile’’ mitini korumak için toplumsal birlik içinde çok sıklıkla görmezden
gelinmektedir. Yapılan literatür çalışması, ensest mağdurlarının yaşamları
boyunca istismarın etkilerinden kurtulamadığını ve uzun vadede de yaşamlarını
olumsuz etkilediğini göstermektedir. Türkiye’deki ataerkil yapı dolayısıyla pek
çok mağdur istismarı gizlemek zorunda kalmakta ve süreğen bir travma durumu
yaşamaktadır.
Çoğu
tabu olayın açığa çıktığı noktada bizlerde yarattığı acı, şaşkınlık, öfke,
üzüntüyle karışık duyguların sonraki aşaması çözümsüz bir çıkmaza ensestte de
kendini bırakır.
Ensestin
varlığını ve ensestin çocuğa yönelik cinsel saldırı olduğunu kabul etmek, ensestin
karşısında iyi işleyen bir sistemin geliştirilebilmesi için vazgeçilmez
noktalardır.
Nasıl
bir sistem olmalı sorusunun yanıtına geçmeden önce ensestin dinamiklerine
bakalım. 23 Haziran 2009’da Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus
Fonu (UNFPA) tarafından yapılan ‘’Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak’’
araştırmasına göre, ensest vakalarında mağdur genellikle kız çocukları ve
saldırgansa vakaların çoğunda aile içinden bir erkektir. Uzun bir zaman ensest,
çeşitli raporlarda yalnızca anormal, çoğu zaman alt sosyo-ekonomik düzeydeki
ailelere ilişkin bir sorun olarak görülmüş ve bu tip olaylara üst
sosyo-ekonomik düzeydeki ailede nadir rastlandığı vurgulanmıştır. Ancak zamanla
görülmüştür ki ensest her çeşit sosyo-ekonomik ve kültürel çevrede yaşanmaktadır.
Gündelik hayatlarına devam etmelerini engelleyen psikolojik problemleri
olmayan, doğru ve yanlışı ayırt edebilen, alkolik ya da devamlı işsiz
olmayan,eğitim seviyesi yüksek kişiler de ensest faili olabilmektedir. Bununla
birlikte zannedilenin aksine Türkiye’de ensest herhangi bir coğrafi bölgede
yoğunluklu değildir. Dolayısıyla ensestte kalıp bir tacizci profili yoktur
denebilir.
Bu bilgiler ışığında ensest vakalarının belirlenmesi, yardım ve
destek süreçleri ile sonrasında yürütülecek ileri çalışmaların sistematik
biçimde tanımlanması gerekmektedir. ‘’Türkiye Ensest Atlası Projesi’’ (2014)
kapsamında ne yapılmalı aşamasına odaklanalım.
NE YAPILMALI?
BİRİNCİL ÖNLEME ÇALIŞMALARI
Toplum
olarak kafa karışıklığı yaşadığımız şu dönemde gerçekleşmeden durdurmaya
yönelik önlem çalışmalarına pek fazla dikkat göstermiyoruz. Ama en önemli
noktanın bu aşama olduğunu düşünüyorum. Birincil önleme çalışmaları, ensestin
gerçekleşmeden durdurulması amacıyla topluma yönelik koruma programlarını
kapsayan, tüm çocukların ve ailelerin koşullarının iyileştirilmesine, olası
risklerin ortadan kaldırılmasına dayalı çalışmalardır:
- Toplumu ensestle ilgili bilinçlendirme çalışmaları
- Çocuk haklarının ulusal mevzuatta eksiksiz uygulanması
- Çocukla ilgili birimlerin profesyonel eğitim almalarının sağlanması
- Çocukların bilinçlenmesine yönelik eğitim çalışmaları
İKİNCİL ÖNLEME ÇALIŞMALARI
Ensestin
gerçekleşmesinden sonraki süreci içerir. Bireyin korunması ve oluşan travmanın
en az zararla atlatılması için uygulanacak yöntem ve tedbirlerdir. Ruhsal,
fiziksel ve hukuksal olarak zor bir süreçtir. Bu tedbirler içinde bireyin
rehabilitasyonu, ailenin ve çocuğun mahremiyetinin korunması, istismarcı ile
bireyin ilişkisinin kesilmesi ön planda ele alınmalıdır.
Özetle,
bireylerin aile içi istismara uğramadan önce istismarın oluşmasını önleyici
tedbirlerin her düzeyde alınması, caydırıcı cezalar ve yaptırımlar uygulanması,
yakalanan failin rehabilitasyonu ve tedavisinin zorunlu kılınarak cezasının
sonlanmasından sonra emniyet içinde kurulacak bir ekip ve sosyal hizmet
uzmanları tarafından takibinin sağlanması gerekmektedir. Halkın konu ile ilgili
farkındalığının sağlanması önleme ve tanıma açısından çok önemlidir; halka
ensest konusunda verilecek her mesaj tek amacın cezalandırmak olmadığını
sunmalıdır. Mağdur durumdaki aile bireylerinin başvurabilecekleri ve
barınabilecekleri güvenli, sağlam koşullar yaratılmalı ve istismarcının
eylemlerini tekrarlaması engellenmelidir.
Ve
biz, psikolog adayları olarak, böyle bir toplum için topluma rağmen yapabileceğimiz
en etkili şeylerin okumak, donanımımızı sağlamlaştırmak ve sivil toplum
örgütleriyle iç içe bilinçli bir öğrenim yaşamı sürebilmek olduğunu
düşünüyorum. Umudumuzu yitirmeden, dayanışma ile...
Çalışmaları Detaylı Olarak İncelemek İçin:
- http://ctcs-genclik.net/wp-content/uploads/Türkiye-Ensest-Atlası.pdf.pdf
- http://www.sosyolojidernegi.org.tr/s/2300/i/bozbeyoglu_ensest.pdf
- http://sagliktagenc.org/zile/uploads/2018/01/Turkiyede_Ensest_Sorununu_Anlamak.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder