Ana içeriğe atla

ZİHNİMİZİN DERİNLİKLERİNDE YER ALAN ÇARK - Ayşe EMDİRME

ZİHNİMİZİN DERİNLİKLERİNDE YER ALAN ÇARK 
Telif; Ayşe Emdirme

İnsanlar sürekli olarak kendilerine benlik icat etme peşindedir. OSHO, ‘’ Sır’’ adlı kitabında ‘’ icat edilen benlik asla gerçek benlik olamaz. İcat edilenin bir gün gerçeğe dönüşme olasılığı hiç yoktur. Gerçek benliğin icat edilmesi değil keşfedilmesi gerekir.’’ der. Fakat biz insanlar toplumun görüşlerine göre, ailemizin istekleri doğrultusunda vb. dış etmenlerin etkisiyle kendi benliğimizden tamamen bağımsız olarak davranış değişikliğine uğrar ve yeni benlikler icat ederiz. Oysa asıl olması gereken Osho’nun da dediği gibi dış etmenlerin etkisiyle bir benlik icat etmektense kendi benliğimizi keşfe çıkmaktır. 

Kendi benliğimiz, zihnimizin derinliklerinde yatan asıl özümüzdür. Keşfin bir gün gerçekleşeceği yer işte o özdür. İnsan özünü bulabilmek için zihninin derinliklerine inip toplumun etkisiyle değişime uğramamış kısma ulaşması gerekir.
İnsan zihninin derinlikleri benim gözümde bir çarka benzer. Her bir düşünce ve davranış insan zihninin derinliklerinde yer alan bir çarktır. Bilindiği üzere bir çark hareket etmeye başladığında bir sonraki çarkı da harekete geçirir. Bu şekilde bütün çarkların hareketi aslında birbiri ile bağlantılıdır. İnsan zihninde oluşan bir düşünce veya davranış diğer bir düşünceyi veya davranışı da etkileyerek harekete geçmesini sağlar. Zihnimizin derinliklerinde oluşan bir düşünce bir sonraki düşünceyi doğurabilir veya bir sonraki düşünceyi etkileyebilir. Aynı şekilde bir davranışımız diğer bir davranışımıza sebep olabilir veya diğer bir davranışımızı etkileyebilir. Farkına varmadan yapmış olduğumuz davranış değişikliklerinin de temelinde bu durum yer alır. Kısacası davranış değişikliklerimiz çarkın hareket etmesi gibidir.
Bir çark hareket etmeye başladığında dış bir etmen çarkın yönünü değiştirirse bütün çarkların hareket yönü değişir. İşte toplumun davranışlarımız üzerinde böyle bir etkisi vardır. İnsan zihninin derinliklerinde yer alan özüne ait bir davranış toplumun etkisi ile değişime uğradığında bu durum o kişinin farkına bile varmadan daha sonraki oluşacak olan birçok davranışını etkiler. İşte bu etiler sonucunda harekete başlayan çarklar icat edilen benliği temsil eder. 
Eğer insan kendi zihninde yer alan çarkların ( düşünce ve davranışların ) yönünü kendisi belirlerse gerçek benliğine ulaşmış olur. Gerçek benliğine ulaşmış bir zihne dışarıdan bir etkinin yapılması çok zordur. Gerçek benliğe sahip olan kişilerin çarkları sadece kendi istekleri doğrultusunda döner. İşte bu benliğe de Osho’nun değimi ile ‘’keşfedilmiş benlik’’ denir.
Fakat gözden kaçırılmaması gereken bir husus vardır. İnsan zihni için değişim (çarkların hareketi) bazı sebeplerden dolayı yavaşlayabilir. Bu sebeplerin başında kalıp yargılar gelir. Kalıp yargılar davranış ve düşünce değişimlerini zorlaştırır. ( çarkları köreltir hareketini zorlaştırır.) bir diğer sebep ise ön yargılardır. Ön yargılar da aynı kalıp yargılar gibi davranış değişikliklerinin önünde bir engeldir. Ve değişimi etkileyen bunlar gibi birçok sebep bulunmaktadır.
İnsan zihni için düşünce ve davranış değişikliği çok önemlidir. Değişimin sürekli olması zihni aktif kılar ve geliştirir. Pasif kalan zihinde bir süre sonra daralmalar yaşanır. Bu durum, çarkların körelip dönememesine çok benzer. Değişimi yavaşlatan etmenler, çarkları körelten etmenlerdir ve körelmiş çark aktifliğini kaybeder. 
Biz insanlar, davranış ve düşüncelerimizi kalıp yargılardan, ön yargılardan veya dış etmenlerden uzak tutarak kendi özümüze göre değişime uğratmamız gerekir. Ancak böylelikle gerçek benliğimizi keşfetmiş olabiliriz. 
Sevgili okurlar, sizlere ‘’ kendi benliğinizi’’ keşfetmiş olduğunuz bir hayat diliyorum. Umarım zihniniz kendi benliğiniz doğrultusunda aktif bir çark gibi dönmeye devam eder. Esen kalın…   


TEŞEKKÜRLER 

AYŞE EMDİRME

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle