Ana içeriğe atla

NEFRET SUÇLARI ve TUTUM - Minel ALTAY

  NEFRET SUÇLARI ve TUTUM 

’Nefret Suçu’’ failin din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelime dair sahip olduğu önyargı ile bu özelliklerden birine sahip olduğunu bildiği veya varsaydığı bir diğer kişiye karşı gerçekleştirdiği suç davranışı olarak tanımlanmaktadır. Birçok tanımlama yapılabilir, başka birinde Herek, nefret suçlarının önyargıdan kaynaklanan motivasyonla işlendiğine dikkat çeker. Yapılan araştırmalarda kişinin nefret suçu işlemesinin altında yatan sebebin, öteki olarak gördüğü gruba dahil bir kişiye ruhsal veya fiziki zarar vererek o kişi üzerinden grubuna gözdağı vermek olduğu görülmektedir. Fakat bunun sebebi ne olursa olsun kabul edilemez bir insan hakları ihlali söz konusudur. Bu noktada, insanların nefret suçları ile ilgili tutumları nefret suçlarının meydana gelmesinde kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olabileceği gibi; nefret suçlarının önünün alınmasında etkili bir araç da olabilir. 

Sürecin işleyişine bakıldığında;  duygu, davranış ve inançların birleşiminden oluşan tutum olarak tanımlanan önyargı beraberinde ‘’ötekileştirme’’yi  ortaya çıkartmaktadır. Özellikle cinsel yönelim, cinsel kimlik temelli nefret suçlarına baktığımızda geleneksel toplumsal cinsiyet ideolojisinden kaynağını alan heteroseksizmi ve normatif erkeklik tanımından hareketle ‘’gerçek’’ kadın ve erkeğin nasıl olması gerektiği hakkında oluşan normları görmekteyiz. Bunlar cinsel önyargının da kaynağını oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalarda cinsel önyargının ve ötekileştirmenin mağdur, fail ve toplumda ortaya çıkardığı davranışlara, tutumlara baktığımızda durum çok acı. Mağdur’a ilişkin algılar ve Saldırgan’a ilişkin algılar ölçekleri (Rayburn, Mendoza ve Davidson, 2003) kullanılarak yapılmış bir çalışmada mağdurları hariç tıpatıp aynı iki suç senaryosunu okuyanların queer mağdura yönelik, heteroseksüel mağdura oranla daha olumsuz tutum atfettikleri; queer mağdurun failine yönelik ise, heteroseksüel mağdurun failine göre daha olumlu tutum atfedildiği bulguları elde edilmiştir. Kurban değersizleştirilerek yaşadığı saldırıdan sorumlu görülmektedir. Bu bulguların ışığında neden nefret suçu mağdurlarının seslerini duyuramadıklarını, neden toplumun ‘’hak etmiş’’ gözüyle bakıp sessiz kaldığını daha iyi anlamak mümkün.

Bizlere düşen ise  önyargılarımızla yüzleşerek davranışlarımızı, tutumlarımızı değiştirmek ve ne olursa olsun her türlü ayrımcılığa sessiz kalmamak diyebiliriz. Türkiye’de nefret suçu kavramı yasal olarak tanınmadığı için bilgi eksikliği ile mücadele etmek çok daha zor olacaktır. Fakat sevgi ve dayanışma ile hepsini aşacağımıza olan inancımız her daim sonsuz olsun! 





TEŞEKKÜRLER

MİNEL ALTAY

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik