DEĞİŞİM İÇİN TUTARSIZLIKLARINI FARKET
İnsanlar sosyal ortamlarda varlıklarını sürdürmek için belli tutumlar edinip davranış sergilerler. Tutumlar insanların diğer insanlara, olaylara ve nesnelere karşı geliştirdikleri duygu, düşünce, davranış ve tavır alış biçimidir. Tutumlarımız davranışlara neden olur. Ve daha sonra davranışlarımızın gözlemi sonucunda tutumlarımız şekil alır. İnsanlar farklı tutumlara sahip olabilirler. Bunun yanında, sırrına vakıf olamadıkları korku gibi olaylardan ya da kendilerini iyi etkileyen olaylardan yola çıkarak tutumlarına yön verirler. Bunun yanı sıra çevresel ve genetik özelliklerimiz tutumları şekillendirir. Tutumlarla ilgili yapılan araştırmalar tutum ile davranış arasında bir çelişki olduğunu gösteriyor. Ancak bu çelişkiyi ortaya çıkaran birçok etmenin varlığını göz ardı etmemek gerekir. (Kırel, Ç. (2011) Sosyal Psikoloji 1 (1.Baskı) Anadolu Üniversitesi Yayınevi)
Bir önceki paragrafta tutumlarımızla davranışlarımız arasında bir tutarsızlık olduğunu gördük. Bu tutarsızlıklar sürekli ortaya çıkıyor. Bizim bu tutarsızlıklara sahip olmamız farklı durumlar karşısında hayatta kalmamız için çok önemlidir. Yani bugün bizim hayatta kalmamıza yardımcı olan bir davranışımız başka durumlar karşısında aleyhimize olabilir ve bu durum karşısında farklı davranışlar sergileyebiliriz. İnsanlar sürekli karşılaştıkları zorluklara ve çözüm önerilerine göre davranırlar. Davranış sadece bağlamlar arasında değişmez aynı zamanda talepler ile de değişir. (Kyle S. Sauerberger & David C. Funder, 2016)
1900’ lerin başında Eliot Aronson ve meslektaşları bu tutarsızlıkla ilgili yeni bir teknik sundular esas ilgi alanları kondomların sistematik kullanımlarını teşvik etmekti. Aronson’un geliştirdiği bu teknik insanların tutarsızlıklarından emin olmayı gerektirir. Bu tutarsızlık insanlarda ikiyüzlü bir duygu yaratır. Aronson ve meslektaşları bir deneyde insanlara AIDS hakkında kondom kullanmaları için ikna edici bir konuşma yaptı. Daha sonra kondom kullanmadıklarında onlara davranışlarıyla çelişen tutumlarını hatırlattı. Sonuç olarak kendi iki yüzlülüğüyle yüzleşen katılımcılar davranışlarını değiştirerek bu tutarsızlığı giderdiler. (Fointiat, 2004)
Dickerson, Thibodeau, Aronson ve Miller 1992 yılında yaptıkları bir deneyde öğrencilerin su israfını engelleyecek bir davranışa teşvik ettiler. Deneklerin öncelikle su korumasını teşvik eden bir el ilanını imzalamaları, daha sonra su koruma programlarının planlamasına yardımcı olacaklarına inandıkları bir anket yanıtlaması istendi. Oysa anket kendilerinin su israfını fark etmeleri için tasarlandı. Böylelikle su israfı yaptıklarını fark eden katılımcılar daha kısa süre duşta kaldıkları gözlemlendi.(Fointiat, 2004) Sonuç olarak öz-tutarlılık çalışmalarından yola çıkarak öz-farkındalığın artırılması uyumsuzlukların daha fazla fark edilerek davranış değişikliğini sağlıyor.
TEŞEKKÜRLER
ALİ HAYRAN KİLİSLİOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder