Ana içeriğe atla

Davranış Değişiklikleri ve Psikolojik Terapiler- Seda ULUDAĞ


Davranış Değişiklikleri ve Psikolojik Terapiler


Günümüzde  birçok psikolojik terapi yöntemi duygu, düşünce  ve davranış  sistemindeki uyumsuz etkileşimi  düzenleyerek  ruhsal sistemimizi aşamalı  şekilde  iyileştirmeyi amaçlar.  Bilişsel terapiler daha çok  düşünceyi baz alırken,  davranışçı terapiler davranışları baz alır.  Bu iki yaklaşımı birleştiren  bilişsel davranışçı terapi yöntemi  (BDT) ise düşünce  mekanizmalarını  değiştirerek  davranışı  değiştirmeyi  hedefler. Ortaya çıkan herhangi bir ruhsal problemin kaynağı,  yaşantı sonucu ve bazen de genetik yatkınlık etkisiyle düşünce  mekanizmalarında  bozulmuş algıların  oluşmasıdır.  Hatta EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) yöntemi de yaşantıların işlenmeden, düşünce yapısında kalmış olmasının  probleme yol açtığını savunur ve bu işlenmemiş anıları doğru biçimde  işleyerek kişinin  iyileşmesini hedefler. Genel olarak baktığımızda psikolojik terapi yöntemlerinin, öncelikle düşünce yapısını düzenlemeyi  sonrasında ise davranışta  pozitif degisim gözlemlemeyi amaçladığını görürüz. Ruhsal durumumuzun değişmesiyle  birlikte beyin görüntüleme yöntemlerinin verdigi sonuçlar sayesinde ; beynimizin nörobiyolojik, nörofizyolojik olmak üzere tüm açılardan  etkilendiğini  görürüz.  Bu etkilenmeler sonucu, davranışlarımızda değişimlerin meydana  geldiği gözlemlenmektedir. Üzücü bir durumla beraber farklı düşüncelere ve hislere kapılınca, günlük  hayatınızın  sekteye uğradığı,  önceki  günlerimizden farklı olarak enerjinizin düştüğü , yataktan çıkmak istemediğiniz zamanlarınız olmuştur. İşte  burada bile  üzücü  bir durumla karşılaştığınızda davranışlarımızda meydana gelen degisimi görmek mümkündür.

Bir OKB (obsesif kompulsif) hastasının en ufak mikrop kaptığında ölebileceğini düşünmesi ile davranışlarının  değiştiğini ve artık ellerini bir yıkayışta 50 defa  yıkadığını, her yeri sürekli temizlediğini ve mikrop kapacağı endişesiyle dışarıya çıkamadığı durumuyla karşılaşabilirsiniz. Akılınıza giren en ufak bir "düşünce" ile beraber yaşantınız değişebilir.  Herhangi bir yaşantı, elektriksel akıma dönüşerek sinir hücreleri aracılığıyla beyninize gönderilir ve diğer sinir hücrelerini kimyasal olarak etkileyerek beyninizde bir düşünceye dönüşür.  O düşünce  negatif ise beyindeki etkiye karşılık   davranışta tepkiye neden olur. Bu süreç  uzun süre devam ettiğinde  daha karmaşık ve baş edilmez bir hale dönüşür.  Çünkü artık o yaşantı,  zihninizde durmaktan vazgeçerek davranışlarınıza etki etmeye yönelmiştir ve hayatinizi etkilemeye başlamıştır.  Bu noktadan  itibaren düşünce  davranışı,  davranış düşünceyi etkileyecek şekilde döngüye girer. Ve bu girdabın içinden çıkmak fazlasıyla zor gelir. Tam da bu noktada en başta  bahsettiğim  terapi yöntemleri  ve daha bir çok  terapi yöntemi, insanların düşünce yapısından başlayarak davranışlarını ve en sonunda hayatlarını  tedavi eder. Önemli olan kişinin  farkındalığa  sahip olması, ayrıca bu girdaptan çıkarabileceğinin de farkında olmasıdır.

Bundan sonra ki aşamada  uzman bir psikolog/psikiyatr ile iletişime geçmek, kişi adına  verilebilecek en doğru karar olur.


                                                       Teşekkürler. 

                                                       Seda Uludağ

Yorumlar

POPÜLER YAZILAR

GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM: FRACTURED- DORUKHAN SAĞLAM

  GERÇEKLE HAYALİN BİRBİRİNE GİRDİĞİ BİR FİLM:  FRACTURED Beynimize ne kadar güvenebiliriz? Biz mi beynimizi yönetiriz yoksa o mu bizi yönetir? Zihnimiz gerçekleri bile saptırabilecek kadar güçlü müdür?  Fractured filmi boyunca işte tam da bu soruları soracaksınız kendinize. Zaman zaman ne olduğu konusunda karmaşaya düşebilir, ne olduğunu tam anlamlandıramayabilirsiniz. Kimi zaman ise tam her şeyin açıklandığını düşündüğünüzde bir sonraki sahne tüm fikirlerinizi altüst edebilir. Gizem, gerilim ve psikoloji konulu filmler ilginizi çekiyorsa bu film tam da size göre olacaktır. Film, evli bir çiftin yolculuğu ile başlamaktadır. Ray ve Joanne Monroe ufak kızları Peri ile birlikte seyahat ederken bir benzin istasyonunda mola verirler. Bu benzin istasyonunda mola verdikleri sırada kızları bir kaza geçirir. Peri inşaat alanının kenarında dururken bir köpek gelir, Ray köpeği korkutmak için taş atsa da köpek Peri’nin üzerine giderek onu korkutur ve korkarak geri kaçan Peri inşaat çukuruna düşer

GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM)- ÖZGE CEYLAN

  GOOD WİLL HUNTİNG(CAN DOSTUM) Good Will Hunting  Türkçe ismi ile Can Dostum    Matt Damon  ve  Ben Affleck 'i n senaryosunu yazmış olduğu,   Robin Williams ’ın başrolünü oynadığı Oscar Ödülü almış bir filmdir.  Film de yer alan oyuncu Matt Damon ve Ben Affleck Hollywood Sinema dünyasında önemli bir noktaya gelmekle beraber Film ile En iyi Senaryo ödülünü almışlardır Bu ödül ile birlikte sinema yaşamının bir çok alanında yer almışlar ve performanslarını sergilemişlerdir. Geçmişten günümüze filmler ele alındığında psikoloji, eğitim gibi insan ve toplumu ele alan birbirinden farklı birçok alanda filmlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle  psikoloji sahasında da kullanılmaktadır  Filmler baktığımız zaman bireyin yaşamını yansıtmak ile beraber kimi zaman kişilerin gerçek yaşam öyküsünden yararlanılarak oluşturulmaktadır.   Filmler alanda fazlasıyla kullanılmaya başlamaktadır şöyle ki sinema terapisi terapi içerisinde yardımcı bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda filmlerin insan

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ-ROJDA ÇELİK

SIGMUND FREUD VE AŞKIN PSİKOLOJİSİ Aşk şairlerin uydurmasıdır, demiştir Ursula K. Le Guin Malafrena adlı romanında. Peki, şairlerin anlam yüklemeleri sonucu mu aşk insan hayatında bu kadar değerli olmuştur, yoksa aşkın insan hayatında bu kadar değerli olması mı şairleri yazmaya yöneltmiştir. Bu soruların cevabını bilmemekle beraber gelin Freud’un “Aşkın Psikolojisi” kitabını inceleyerek bu konuya ışık tutmaya çalışalım. Freud denince hemen hemen herkesin aklına cinsellik gelir. Çünkü psikoloji ile ilişkili çoğu kavramı cinsellik temelinde açıklamıştır. Aşk kavramı da bunlara dâhildir.  Freud’un yaşadığı dönemde cinsellik, toplumun ahlaki değerlerinden dolayı baskıya maruz kalıyordu. Evlenmeden yaşanan cinsel birliktelikler hoş karşılanmıyor ve ayıplanıyordu. Cinsellikten açıkça söz etmek bile mümkün değildi. Bu durumun getirdiği cinsel eğitim yetersizliği hem erkek hem de kadının yaşantısında zorluklara neden oluyordu. Günümüzde de bu durumun geçerliliğini koruduğunu biliyoruz. Özellik

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle