Boş Ayna Bazen bir kitabın sayfalarını aralamak, yaşamdan bir parçaya dokunmak gibidir. Bu parça o kadar büyüktür ki, onu ruhunuzun derinliklerinde ya da bedeninizin bir noktasında bulmanız mümkündür. Yaşamı anlamakta bu noktada başlar. Kelimelerin aydınlattığı ruhsal ve bedensel duyumların fısıltılarını işitmeye başlar insan. Farkında olmadığı ancak gittiği her yere beraberinde götürdüğü anılar ve bu anıların bıraktığı izler, bir kelimeyle belirginleşir. Okudukça, fısıltılar konuşmalara dönüşür. Zihnin güçlükle yatıştırdığı bastırılmış arzular ve yanıtlanamamış duygular aralanarak yanıt bulma çabası başlar. Okumanın aslında bir çeşit sorgulama biçimi olduğunu ispat eden bir kitap, yazarının deyimiyle bir iyileşme rehberi “Boş Ayna” hakkında olan bu yazının sizinde yaşamınıza dokunmasını umuyorum. Tüm kendini sevmeyen, yetersiz ve bir parçası eksik hisseden, başkalarını memnun etmek için kendi gereksinimlerinin önüne geçen, diğerleri tarafından fark edilmeyen ve fark edilmek için ç