Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PSİTHOTH 2. Sayısı " MİTOLOJİ ve PSİKOLOJİ" Temasıyla Yayında!

PSİTHOTH 2. Sayısı " MİTOLOJİ ve PSİKOLOJİ" Temasıyla Yayında! Adını bir mitoloji karakteri olan Thoth'tan alan Psithoth Sanal Dergimiz 2018 Mayıs sayısına "MİTOLOJİ ve PSİKOLOJİ" ile devam ediyor. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde okuyan psikoloji öğrencilerinin birleşerek yazı hayatlarına katkı sağlayabilecekleri bu sanal platform, arka planda birçok emeği barındırıyor. Mitoloji, insanın doğayı ve evreni anlamaya ve algılamaya yönelik çabalarının bir ürünüyken insanın yaratıcılığını da gözler önüne seriyor aslında. Bu noktada psikoloji biliminin insanı temel alan, onu anlamaya ve davranışlarının altında yatan sebepleri bilimsel açıdan incelemeye yönelik tutumunun fantastik bir açıdan ele alındığı mitolojide de psikolojinin temellerine dair kesitler bulmak mümkün. Biz PSİTHOTH Yazı Ekibi'nin çok severek ve bir o kadar da heyecanla hazırlamış olduğu bu sayının, umarım sizlere ulaşırken bizde yarattığına benzer etkiler yaratması dileğiyle...

FREUD ve MİTLER- Minel ALTAY

FREUD ve MİTLER Doğa güçlerini ve doğaüstü varlıkları konu alan hayal ürünü öykü anlamına gelen ‘mythos’ ile söz ya da akıl anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden oluşan mitoloji, insanlığın geçirdiği gelişim aşamalarını ve düşünme atılımlarını gösteren önemli bir bilgi kaynağıdır. Evrim süreci boyunca insanla birlikte yolculuk eden mitler; insanların bilindışında ve fikir sisteminde canlı bir şekilde yaşamaya ve zenginleşmeye devam etmişlerdir. İnsan doğasına özgü semboller toplamı olarak da tanımlanabilen mitoloji; kültürün ana dinamikleri olarak niteleyebileceğimiz din, bilim ve sanatın gelişiminde öncü bir rol üstlenmiştir. Bu bağlamda psikolojinin bir bilim dalı olarak var olmasından önce; insanların mitler aracılığıyla yaşam dinamiklerine ilişkin ipuçları sunduklarını ve insan doğasına ilişkin bulguların sistematize edilmesi sürecine ışık tuttuklarını ileri sürmek mümkündür. Psikoloji ve mitoloji disiplinlerinin kesişimine baktığımızda ise birçok

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN- Ezgi KAYA

YUNAN MİTOLOJİSİNDE KADIN Yunan Mitolojisi’nde sık sık karşımıza kadınlar, tanrıçalar çıkar. Hatta bu kadınlar güç savaşçılık ve sembolleri ile bazen erkekleri bile saf dışı bırakabilirler. Örneğin savaşçı, güçlü kimliği ile tanınan Zeyna çok güçlü bir karakter ve mükemmel bir savaş zekâsına sahiptir. Anlatılanlara göre Zeyna o kadar güçlü bir Tanrıçadır ki Tanrıların bile zapt edemediği atlara biner, onlarla uzak diyarlarda savaşır. Baş Tanrı Zeus ve yine güçlü bir karakter olan hikmet tanrıçası, Zeus’un ilk karısı Metis’in kızı olan Athena zekâ ve strateji tanrıçası olarak bilinir. Aynı zamanda Athena sanat ve ilham tanrıçası olarak da bilinir.  Yunan Mitolojisi efsanelerinde de kadın ve kadının mucizeleri sık sık anlatılır. Örneğin Athena’nın Zeus’un kafasının içinden çıktığı ve bu yüzden de Baş Tanrının bütün özelliklerini aldığından bahsedilir. Zeus’un kafası yarılır ve ortaya dans eden, güzelliği ile insanlara ilham veren tanrıça Athena ortaya çıkar ve bütün ölümsüzle

PSİKOMİTOLOJİ- Seda ULUDAĞ

PSİKOMİTOLOJİ Görsel: Gilles-Lambert Godecharle'ın Syrinx'in Peşindeki Pan" adlı eseri, (1804) Mitoloji, insanın bilinçdışını bilinç düzeyinde yansıtan bir boyuttur. Zaman içinde insanlar birbirleriyle   kendi yaşadıklarını ve hislerini resmederek, belli sesler çıkararak en son aşamada kelimeler yaratıp konuşarak   iletişim sağlamışlardır.   Bu durum zihinsel aktivitenin artmasıyla daha farklı alanlara kadar ilerlemiş ve insanlar artık kendi hislerini başka varlıklara atfederek yeni hayali semboller yaratmışlardır.   Daha sonra   kendi ruhsal bilinmezliklerini mitolojik karakterlere atfetmişlerdir. Biz insanlar, kendimize benzeyen tanrı ve tanrıçalar yaratarak, inanabileceğimiz ve niyetlerimizi adayabileceğimiz karakterleri kendi ellerimizle yarattık, aslında bu karakterlerin bizi yansıttığının belki de farkında değildik. Zihni ve bedeni bir bütün halde yaşayan canlılar olarak, en ufak davranışımızın bile düşüncelerimizle ilgili bir kanıt sunabileceğinin farkın

MİTLERİN PSİKOLOJİK ANALİZİ- Gülce Güney GÜL

MİTLERİN PSİKOLOJİK ANALİZİ Mit (efsane, söylence, mitos): Kuşaktan kuşağa yayılan, toplumun düş gücü etkisiyle zamanla biçim değiştiren, tanrılar, tanrıçalar, evrenin doğuşu gibi konularla ilgili, imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü. Olarak tanımlanmaktadır. Toplumların kültürlerini, yaşam şekillerini, inançlarını temsil eden hikayeler olarak da bakmak mümkündür. Mitler konusuna göre; dini konulu, aşk konulu, mitolojik konulu gibi bazı farklı türlere ayrılabilmektedir. Mitler edebi açıdan çok farklı tekniklerle incelenebilir. Eser, yazar, okur veya toplum merkezli olarak dört farklı türü bulunmaktadır. Psikolojik açıdan en çok kullanılan ise eser merkezli tekniklerden biri arketipsel sembolizmdir. Arketipsel sembolizm Carl Gustav Jung’un psikolojik çalışmalarından ortaya çıkmıştır. Jung, birbirinden çok uzakta yaşayan ve etkileşimde bulunmayan toplumların sözlü ve yazılı edebi metinlerinde benzer ögelerin kullanıldığını fark etmiş ve bu konu üzerinde çalışmal